Sosyal medya platformları, özellikle gençler arasında hızla yayılan bir trend haline geldi. Eğlenceli içerikler, komik videolar ve meydan okumalar, milyonlarca genç kullanıcıyı cezbederken, bazen trajik sonuçlara da yol açabiliyor. Son dönemlerde, viral olma arzusuyla hayatlarını tehlikeye atan gençlerin hikayeleri, toplumda büyük bir endişe sebebi haline geldi. Peki, neden bazı gençler, sadece birkaç dakikalık görüntü için canını hiçe sayacak kadar ileri gidebiliyor? Bu sorunun yanıtını araştırdık.
Yayınlanan içeriklerin anında geniş kitlelere ulaşma potansiyeli, gençleri daha önce hiç denemedikleri davranışları sergilemeye teşvik ediyor. Özellikle TikTok ve Instagram gibi platformlar, kullanıcılarının yaratıcı ve dikkat çekici içerikler üretmesini bekliyor. Bu da, gençlerin daha fazla izlenmek için alışılmadık ve bazen de son derece tehlikeli eylemler gerçekleştirmesine yol açabiliyor.
Viral olma arzusu, gençlerin akranları arasında popülarite kazanma isteği ile birleşince, riskli davranışların artış göstermesi kaçınılmaz oluyor. Kimi gençler, cesaret gerektiren meydan okumaları kabul ederek kendilerini tehlikeye atabiliyorlar. "Çılgın rickshaw yarışı" veya "yüksekten atlama" gibi aktiviteler, birçok gencin bir anda hayatını kaybetmesine veya ciddi yaralanmalara neden olabiliyor. Bu tür meydan okumaların başarısının arkasında yatan rahatsız edici gerçek, yaşamlarını tehlikeye atan gençlerin aslında nasıl bir psikolojik motivasyonla hareket ettikleridir.
Bu tür davranışların artmasına dur demek için toplumun, ailelerin ve eğitimcilerin sorumluluk alması büyük bir önem taşıyor. Gençlerin sosyal medyada karşılaştıkları içerikler ve onların etkisi konusunda bilinçlendirilmesi, bu tehlikelerin azaltılması açısından kritik bir adımdır. Ailelerin çocuklarıyla iletişim kurması, onların dikkatini çekebilecek daha pozitif etkinlikler sunması ve sosyal medya kullanımı üzerine eğitim vermesi gerekiyor.
Sonuç olarak, sosyal medyanın hayatımızdaki etkisi yadsınamaz. Ancak bu etkilerin olumlu bir şekilde yönlendirilmesi, gençlerin sağlığını korumak ve onların güvenliğini sağlamak adına büyük önem taşıyor. Viral videolar uğruna hayatta kalma mücadelesi vermek yerine, gençlerin kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmeleri teşvik edilmelidir. Bu alandaki bilinçlendirme çalışmaları artırılmalı ve sosyal medya platformlarının sorumlulukları gözden geçirilmelidir. Çünkü gençlerin yaşamları, bir video için riske atılmamalıdır.