Bir ilişkide yaşamak, özellikle de partnerinizin kişilik yapısının karmaşık olması durumunda oldukça zorlu olabilir. Narsistik kişilik bozukluğu, sağlıklı bir ilişkiyi altüst edebilir ve çoğu zaman bu durum fark edilmeden uzunca bir süre devam edebilir. Narsist bir eşle birlikte yaşamak, duygusal anlamda zor bir deneyim olabilir. Kendi duygularınızla başa çıkabilmek ve ilişkinizin sağlıklı olup olmadığını değerlendirmek adına, kendinize birkaç önemli soru sormak faydalı olacaktır. İşte bu aşamada, narsist bir partnerle birlikte olup olmadığınızı anlamanıza yardımcı olacak 5 soruluk basit bir test; soruları cevaplayarak ilişkinizi daha iyi değerlendirebilirsiniz.
Narsizm, bireylerin kendilerine aşırı bir ilgi ve hayranlık beslediği bir kişilik bozukluğudur. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip bireyler, başkalarını sık sık manipüle eder, empati kurma yetenekleri sınırlıdır ve eleştiriye karşı oldukça hassas olabilirler. Eğer partneriniz bu tür davranışlar sergiliyorsa, ilişkinizde sorunlar yaşamanız muhtemeldir. Narsisistik kişiler, kendi ihtiyaçlarını ve duygularını ön planda tutarken, partnerlerinin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı edebilirler. Peki, narsist bir eşiniz olup olmadığını anlamak için hangi soruları kendinize sormalısınız? İşte dikkate almanız gereken 5 kritik soru:
Bir narsist, genellikle başkalarının duygularına karşı duyarsızdır. Eğer eşiniz çoğu zaman sizin hislerinizi önemsemiyor veya duygusal ihtiyaçlarınıza göz ardı ediyorsa, bu bir işarettir. Duygusal destek bekliyor ancak bu desteği sürekli olarak bulamıyorsanız, ilişkinizdeki denge bozulmuş olabilir. Narsistler genelde kendi istemediklerini önemsemez ve bu durum, ilişkinizin kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Narsistik bireyler, eleştiriden çok korkarlar. Bu nedenle, partnerinize bir eleştiri ya da geri bildirimde bulunduğunuzda, tepkisi ne oluyor? Eğer karşısında bir savunma mekanizması geliştiriyorsa veya sizi suçlamaya başlıyorsa, bu onun narsist bir kişiliğe sahip olduğunun bir işareti olabilir. Narsistler genelde hata kabul etmekte zorlanır ve başkalarını suçlayarak kendi hatalarını örtbas etmeye çalışırlar. Bir ilişkide sağlıklı bir iletişim kurmak için, karşılıklı geri bildirim ve eleştiri kabulü son derece önemlidir.
Narsistik olan bir partnerle birlikteyken, ilişkide çoğu zaman belirsizlik yaşamak kaçınılmazdır. Davranışları dolayısıyla kendinizi sürekli sorgulamak, bu kişilik türünün en belirgin etkilerinden biridir. Eğer partnerinizin davranışlarından dolayı sürekli kendinizi rahatsız hissediyor, kendinize dair sorular soruyorsanız, bu durum narsistler ile olan anlamlandırma çabanızla ilgili olabilir. Kendinize güveniniz azalmışsa veya kendinizi yetersiz hissediyorsanız, bu ilişkide bir sorun olduğu anlamına gelebilir.
Narsist bireyler, kendilerini genellikle diğer insanlardan üstün görürler. Eğer eşiniz sürekli olarak yapılan her şeyin kendisi için büyük bir başarı olduğu inancındaysa veya diğer insanları küçümseyerek bakıyorsa, bu narsizm belirtilerindendir. Narsistler, başarıları hakkında sık sık konuşmayı sevse de, başkalarının başarısızlıkları hakkında eleştirel olma eğilimindedir. Bu tür bir tutum, ilişkinizde ciddi sorunlara yol açabilir ve duygusal olarak sizi yıpratabilir.
Narsistik bir partner, kendi ihtiyaçlarına odaklandığı için başkalarına karşı içten bir sevgi gösterisi beklenmedik bir durum olabilir. Eğer eşiniz, ilişkinizdeki özel anlarda bile kendini ön plana koymayı tercih ediyorsa, bu ilişkinizin sağlığı açısından sorumluluk almadığını gösterir. Sevgi, karşılıklı bir bağ ve paylaşım olmalıdır; bunun eksikliği, ilişkinizi zayıflatacaktır. Narsistik bir partnerle yaşamak, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir ilişki hayal kırıklığına yol açabilir.
Bu soruları cevaplamak, ilişkinizin dinamiklerini anlamanıza ve eşinizin narsist bir kişilik yapısına sahip olup olmadığını değerlendirmeye yardımcı olabilir. Eğer bu soruların çoğuna "evet" yanıtı verdiyseniz, duygusal sağlığınızı korumak adına bir uzmandan destek almayı düşünebilirsiniz. Unutmayın ki sağlıklı bir ilişki, karşılıklı saygı, sevgi ve destek üzerine kuruludur. Kendinize ve duygusal sağlığınıza öncelik vererek, en doğru kararı verebilirsiniz.